Kivi : kışı harika bir meyve ile karşılamak
- Murat
- 13 Ara 2020
- 5 dakikada okunur
Lezzetli yeşil etli meyve kivi, kahverengi tüylü kabuğunun koruduğu zengin faydalarıyla beraber, sağlığı sunmak için kış mevsimi yaklaşırken hasat edilip, pazarlara oradan da tercih edenlerin sofralarına ulaşır.

Kivi, çok yıllık asma benzeri odunsu bir tırmanıcı bitki türü olan Actinidia Deliciosa ve melez türlerinden elde edilen meyvelerin ortak ismidir. Anavatanı Doğu Asya’dır. Çin’in güneyindeki Yangtse Vadisine özgü bir bitkidir.
Avrupalılar tarafından 1900 yılların başında Yeni Zelanda, İngiltere ve Amerika’ya taşındı. 25 yıl kadar sadece meraklılar tarafından bahçelerde yetiştirilen bu bitkinin büyük meyveli cinsleri 1935 yılında Kaliforniya Chico 'daki “Plant Introduction Station” da incelenmeye başlandı. Kaliforniya’daki araştırmacılar 1960 yılına gelindiğinde buldukları uygulanabilir metotları çiftçilere aktararak bu yeni ürünü yetiştirmeleri için teşvik ettiler. 70 yılların başına gelindiğinde bu yeni ürün güçlü bir şekilde pazarlarda yerini almıştı.
Birleşmiş Milletlerin 2018 yılındaki verilerine göre 2 milyon tondan daha fazla yıllık mahsul ile Çin en büyük üreticidir. Türkiye ise 62 bin tona yakın üretimi ile yedinci sırada yer almaktaydı. Ülkemizde yöreye göre hasadı ekim ayından başlayarak, Karadeniz kıyılarında aralık ayına kadar uzanır. Kuzey ve güney yarı kürede birçok ülkede yetiştirilebildiği için marketlerde yaz kış bulunabilen bir meyve türüdür.
Kivi, genel olarak tüketiciler tarafından çok lezzetli bulunan ve çok faydaları olan bir meyvedir. Kahverengi tüylü kabuğunun altındaki siyah küçük tohumları barındıran yeşil etli kısımları ekşi tatlı bir lezzettedir. C vitamini, K vitamini, E vitamini, folat (folik asit) ve potasyum gibi besin öğeleri ile doludur. Bunlara ilave bol miktarda antioksidan içerirler ve iyi bir lif kaynağıdırlar. Aslında tüylü kahverengi kabukları ile yenilebilir, ancak birçok kişi kiviyi yemeden önce kabuğunu soymayı tercih eder.

Kivi Meyvesinin Besin Değeri:
ABD Tarım Bakanlığı verilerine göre bir orta boy kabuğu soyulmuş bir kivi meyvesinde (yaklaşık 76 gram) aşağıdaki besin içeriği bulunur;
46,4 kalori (günlük ihtiyacın %2 ‘si)
0,9 gram protein (günlük ihtiyacın %2 ‘si)
6,8 gram şeker
2,3 gram diyet lifi (günlük ihtiyacın %9 ‘u)
70,5 mg C vitamini (günlük ihtiyacın 1.17 katı)
30,6 mcg K vitamini (günlük ihtiyacın %38 ‘si)
237 mg Potasyum (günlük ihtiyacın %7 ‘si)
1,1 mg E vitamini (günlük ihtiyacın %6 ‘sı)
19,0 mcg Folat (Folik Asit) (günlük ihtiyacın %5 ‘I)
0,1 mg Bakır (günlük ihtiyacın %5 ‘i)
0,1 mg Manganez (günlük ihtiyacın %4 ‘ü)
25,8 mg Kalsiyum (günlük ihtiyacın %3 ‘ü)
25,8 mg Fosfor (günlük ihtiyacın %3 ‘ü)
12,9 mg Magnezyum (günlük ihtiyacın %3 ‘ü)
187 mg Omega 6 yağ asitleri
31,9 mg Omega 3 yağ asitleri
5,9 mg Kolin

Kivi Meyvesinin Faydaları:
Astım hastalarına iyi Gelir : Kivinin içerdiği yüksek miktarda C vitamini ve antioksidanların astımlı kişilere iyi geldiği düşünülmektedir. 2000 yılında İtalya ‘da yapılan bir araştırmada, içerisinde kivinin de dahil olduğu taze meyveleri düzenli tüketenlerde akciğer fonksiyonları üzerinde faydalı etkilerin oluştuğu bulundu. Kivi gibi taze meyveler duyarlı çocuklarda akciğerlerden gelen hırıltıyı azaltabileceği raporlandı.
Sindirime yardımcı olur : Kivi, sindirimi kolaylaştırmak için önerilebilecek bir meyvedir. Harika bir sindirim enzimi kaynağıdır. İçeriğinde bulunan “Aktinidain” adı verilen bir protein parçalayıcı enzim sebebiyle protein sindirimini destekler. Bir laboratuvar çalışması, diyete kivi eklemenin midede sığır eti, glüten ve soya proteini sindirimini iyileştirdiğini buldu. Araştırmacılar bu iyileşmenin kivideki aktinidain içeriğinden kaynaklandığı düşünüyorlardı. Başka bir laboratuvar çalışmasında ise araştırmacılar, aktinidainin sindirim üzerindeki etkilerini analiz ettiler. Deneyde kullanılan hayvanların birinci grubuna aktif aktinidin içeren kivi ve diğer gruba ise aktif aktinidin içermeyen kivi verildi. Sonuçlar, aktif aktinidain içeren kivi ile beslenen deney hayvanlarının yedikleri eti daha verimli bir şekilde sindirdiğini gösterdi. İşte bu özelliğinden dolayı, proteinleri sindirmeye yardımcı olan aktiniadin enzimi ticari olarak da sert etleri yumuşatmak için kullanılmaktadır. Araştırmalar kivinin, kabızlık rahatsızlığını hafifletmek için gereken müshil özelliklerine sahip olduğu gösterilmiştir. Kivinin bu özelliği, çoğunlukla yüksek lif içeriğinden kaynaklanmaktadır. Bir kase (177 gram) kivi, 5,3 gram ile diyet lif için önerilen günlük alım miktarının % 21'ini içermektedir. Kivi, hem çözünmeyen hem de çözünür lif karışımları içerir. Aynı zamanda doğal bir müshil etkisi gösteren pektin denilen maddeden de içerir. Kivi meyvesinin hem kabızlık rahatsızlığı olan, hem de sağlıklı katılımcılar üzerindeki etkilerini araştıran dört hafta süreli bir çalışmada, kivinin bağırsaktaki geçiş süresini hızlandırarak kabızlık rahatsızlığını hafifletmeye yardımcı olduğunu ve doğal bir müshil olarak kullanılabileceğini buldular.
Bağışıklık sistemini güçlendirir : Besleyici bir meyve olan kivi, C vitamini ile doludur. Aslında, sadece 1 adet orta boy kivi, C vitamini için önerilen günlük alım değerinin yaklaşık 1,17 katını sağlar. C vitamini, bağışıklık sisteminizi güçlendirmek ve hastalıklardan korunmak söz konusu olduğunda çok önemli bir vitamindir. Bu konuda yapılmış bir araştırma bize, özellikle 65 yaş üstü yetişkinler ve küçük çocuklar gibi risk altındaki gruplar için, kivinin bağışıklık fonksiyonunu destekleyebileceğini ve soğuk algınlığı veya grip benzeri hastalıklara yakalanma olasılığını azaltabileceğini gösterdi.
Genel sağlık risklerini azaltabilir : Düzenli olarak tüketilen kivi, içeriğindeki C vitamini ve antioksidanlar sayesinde oksidatif stres denilen ve DNA‘mıza zarar veren durumla savaşmamıza destek verir. Oksidatif stres ve sebep olduğu DNA hasarı kanser gibi bir çok sağlık problemine neden olabilmektedir. Örneğin oksidatif DNA hasarı kolon kanseriyle güçlü bir şekilde bağlantılı olduğundan, düzenli kivi tüketimi kolon kanseri riskinizi de azaltabilir.
Kan basıncını yönetmeye yardımcı olabilir : Kivi meyveleri bağışıklık sistemimize ekstra bir destek sağlamakla kalmaz, aynı zamanda kan basıncımızı yönetmemize de yardımcı olabilir. 2015 yılında Norveç ‘te yayınlanmış bir araştırmaya göre kivinin içinde bulunan biyoaktif maddelerin etkisi sayesinde, günde üç kivi tüketildiğinde kan basıncını günde bir elmanın düşürebildiğinden daha fazla düşürebileceğini raporladılar. Bu durum uzun vadede değerlendirildiğinde, inme veya kalp krizi gibi yüksek tansiyonun neden olabileceği durumlar için daha düşük bir risk anlamına da gelir.
Kanı sulandırır ve pıhtılaşmasını azaltır : Kivinin kan basıncımızı yönetmemize yardımcı olmanın yanı sıra kanı sulandırarak, pıhtılaşmasını azaltabileceğini belirtmek gerekiyor. 2004 yılında yayınlanan Oslo Üniversitesi'nde yapılmış bir araştırma, günde iki ila üç kivi yemenin hem kandaki kolesterol miktarını hem de kanın pıhtılaşma riskini önemli ölçüde azalttığını buldu. Araştırmacılar, tespit ettikleri bu etkilerin kanı sulandırarak kalp damar sağlığını desteklemek için önerilen günlük aspirin dozuna benzer olduğunu söylediler.
Görme kaybına karşı korur : Kivinin yüksek zeaksantin ve luteinin içeriğinin makula dejenerasyonunu yavaşlatmaya katkıda bulunduğu düşünülmektedir. Makula dejenerasyonu görme kaybının önde gelen nedenidir ve kivi gözlerinizi bu sıkıntıdan korumaya yardımcı olabilir. Boston Harvard Tıp Fakültesinde 2004 yılında yayınlanmış bir çalışmaya göre, günde üç porsiyon içlerinde kivinin de bulunduğu meyvelerden tüketerek, makula dejenerasyonunda yüzde 36 azalma sağlanabilmektedir.
Kivi meyvesinin yan etkileri ve dikkat edilmesi gereken durumlar :
Kivi meyvesi tüketimi çoğu birey için oldukça güvenlidir. Ancak istisna olarak belirtmeliyiz, bazı insanlarda kiviye karşı alerji olabilmektedir. Bu alerjinin belirtileri boğazda batma hissi, dilde şişme, yutkunma sorunu, kusma ve deride döküntüdür. Fındık, avokado, buğday, incir, haşhaş tohumu ve latekse de alerjiniz varsa kiviye alerji riskiniz daha yüksektir diyebiliriz. Nadir durumlarda kivi, kanın pıhtılaşmasını çok yavaşlatarak kanamayı artırabilir. Bu durum, kanama sorunlarının şiddetini artırabilir. Kanama sorunlarınız varsa veya ameliyat olmak üzereyseniz kivi yemekten kaçınmanız önerilir.

Kivi Meyvesi ne kadar tüketilmelidir?
Kivi olduğu gibi meyve olarak yenebilir veya bir smoothie haline getirilip tüketilebilir. Ancak besin değerini kaybetmemek için en iyisi kiviyi pişirmeden tüketmektir. Böylece yüksek C vitamini içeriğini korunmuş olur. Günde üç kiviye kadar tüketmek, çoğu insanın bu meyveden beklediği faydayı alması için yeterlidir.
Lezzetli ve faydalı bu meyvenin bilinen faydalarını size aktarmaya çalıştığım bu yazı umarım beğeninizi kazanır ve sağlıklı öğünlerinizde yerini almasını sağlar.
Sağlık ve Mutluluklar Dileğiyle,
Comments